Kur’an’da Göz Seyirmesi Anlamı, Fazileti ve Ne Demek? – İnsanlar, göz seyirmesi anlamını ve göz atması dini anlamını sıkça merak ederler. Acaba sağ gözüm neden seyirdi, sol gözüm neden seyirdi? Bu durumun manevi bir göz seyirmesi fazileti var mıdır, yoksa sadece bedensel bir tepki midir? Bu suallerin cevabını, evvela en yüce rehberimiz olan Kur’an-ı Kerim’de aramak gerekir.
Göz seyirmesi Kur’an’da geçiyor mu?
Şunu net bir şekilde ifade etmek gerekir ki; Yüce Kitabımız Kur’an-ı Kerim, bizlere hidayet rehberi olarak indirilmiştir. İçerisinde iman esasları, ibadetler, ahlaki düsturlar ve bizlere ibret olacak kıssalar bulunur. Ancak, Kur’an’da göz seyirmesi şeklinde, yani bir kasın istemsiz bir şekilde hareket etmesine doğrudan atıf yapan ve buna ‘iyi’ veya ‘kötü’ bir mana yükleyen bir ayet-i kerime bulunmamaktadır.
Kur’an-ı Kerim, gözden (ayn) ve görme duyusundan (basar) pek çok ayette bahseder. Örneğin, Allah’ın kudretini görmek, ibret almak veya ‘nazar’ (kem göz) gibi konulara değinilir. Fakat ‘göz seyirmesi’ veya ‘göz atması’ olarak bilinen bu fizyolojik duruma, gaybi bir haberci olarak mana yükleyen bir ifadeye rastlanmaz. Yüce dinimiz, bu tür olayları değil, Allah’ın (c.c.) ayetlerini ve kainattaki nizamı tefekkür etmeyi esas alır.
İslam’da göz seyirmesi ne anlama gelir?
İslam akla, ilme ve sebeplere sarılmaya büyük ehemmiyet veren bir dindir. Tıbbi açıdan bakıldığında göz seyirmesi, genellikle yorgunluk, aşırı stres, uykusuzluk, kafein veya magnezyum eksikliği gibi bedensel sebeplerden kaynaklanan bir kas spazmıdır.
Bu sebeple, göz seyirmesi anlamı dinimizde öncelikle bedensel bir belirti olarak kabul edilmelidir. Müslüman, başına gelen bir hâlin önce maddi ve ilmi sebeplerini araştırır. Eğer bu durum çok sık tekrarlanıyor ve rahatsızlık veriyorsa, bir hekime görünmek en doğru ve sünnete en uygun davranış olacaktır. Dinimiz, maddi sebepleri yok sayarak her olaya doğrudan manevi bir anlam yüklemeyi değil, dengeyi tavsiye eder.
Halk arasında ve dini kaynaklarda farklar
Kültürümüzde “Sağ gözüm seğirdi hayra, sol gözüm seğirdi şerre” veya “Gözümün altı seyiriyor misafir gelecek” gibi pek çok yaygın inanış mevcuttur.
Bu inanışların göz atması dini anlamı olarak kabul edilmesi mümkün değildir. Bu tür yorumlar, dinimizin “hurafe” veya “batıl inanç” olarak isimlendirdiği, İslam öncesi dönemlerden veya farklı kültürlerden sızmış, aslı olmayan inanışlardır. Dini kaynaklarımız olan Kur’an ve Sünnet, bir kas hareketine bu kadar büyük (gelecekten haber verme gibi) anlamlar yüklemeyi kesinlikle teşvik etmez. Gaybı (geleceği ve bilinmeyeni) bilmek, yalnızca ve yalnızca Allahu Teala’ya mahsustur. Bu tür olaylardan uğur veya uğursuzluk çıkarmak (ki buna ‘tatayyur’ denir), dinimizde kesin bir dille yasaklanmıştır.
Göz seyirmesiyle ilgili hadis veya rivayetler
Peygamber Efendimiz’in (s.a.v.) mübarek sözleri ve yaşantısı, bizim ikinci temel kaynağımızdır. Sahih (güvenilir) hadis kaynakları incelendiğinde, göz seyirmesinin “şöyle olursa iyidir, böyle olursa kötüdür” şeklinde yorumlandığına dair herhangi bir rivayete rastlanmamaktadır.
Bu konuda halk arasında dolaşan bazı sözler olsa dahi, bunlar hadis alimlerince muteber kabul edilmemiş, zayıf veya asılsız (mevzu) rivayetler olarak değerlendirilmiştir. Efendimiz (s.a.v.), bizleri daima akla ve Allah’a tevekkül etmeye yönlendirmiş, falcılıktan ve batıl inançlardan şiddetle sakındırmıştır. Dolayısıyla, göz seyirmesi fazileti gibi özel bir durumdan bahsetmek veya sevap ummak da dinî bir temele dayanmamaktadır.
Manevi açıdan göz seyirmesi nasıl yorumlanır?
Peki, mümin bir kul, gözü seyirdiğinde bunu manevi açıdan hiç mi yorumlamamalıdır? Elbette, her hadiseyi bir tefekkür vesilesi kılabiliriz, ancak doğru bir bakış açısıyla:
Vücudumuzdaki her bir zerre, her bir kas, Allah’ın (c.c.) izni ve kudreti olmadan hareket edemez. Gözümüzün seyirmesi dahi O’nun ilmi dahilindedir. Bu durum, bize ne kadar aciz olduğumuzu ve her an Rabbimizin kontrolü altında olduğumuzu hatırlatabilir.
Bu durumu bir haberci olarak değil de, bir hatırlatıcı olarak görmek daha doğrudur. Belki Rabbimiz, bu bedensel tepkiyle bize “Ey kulum, çok yoruldun, bedeninin hakkını ver, dinlen” veya “Fazla stres yapıyorsun, bana tevekkül et, işlerini bana havale et” mesajını veriyordur.
Göz seyirmesi gibi istemsiz bir durum yaşadığımızda, özellikle de halk arasındaki batıl inançlar aklımıza gelip kalbimize bir vesvese düşerse, hemen “Hayırdır inşallah” demeli, “Allah’ım, hayır olanı ver, şer olandan sana sığınırım” diye dua etmeliyiz. Belki bir sadaka vermek, bu vesveseyi defedebilir.
Kur’an’da göz seyirmesi ile ilgili doğrudan bir hüküm veya yorum yoktur. Göz seyirmesi anlamını hurafelerde aramak yerine, onu öncelikle tıbbi bir durum olarak görmeli, manevi açıdan ise sadece Rabbimizin kudretini ve bize verdiği bedensel işaretleri tefekkür etme vesilesi saymalıyız.
Rabbim, cümlemizi batılın her türlüsünden muhafaza eylesin ve ayağımızı sırat-ı müstakim üzere sabit kılsın. Amin.






